4 Ekim 2007 Perşembe

VÜCUDUN YAPISI VE FONKSİYONLARI

VÜCUDUN YAPISI VE FONKSİYONLARI


İlk Yardım esaslarının anlaşılması ve İlk Yardım uygulamalarının yapılabilmesi için vücut yapısını , organlarını ve nasıl çalıştıklarının bilinmesi gerekmektedir.

VÜCUDUN YAPISI

İSKELET : İnsan vücudu İskelet dediğimiz kemiklerin oluşturduğu bir çatıdan meydana gelmiştir.Olgun bir insan iskeletinde 213 - 214 kemik bulunur.

Görevleri :
1- Vücuda şekil ve sağlamlık ( sertlik ) verir.
2- Kaslara destek olur ve hareketlerimizi sağlar.
3- Kafatası , Göğüs ve karın boşluklarındaki mühim organlarımızı korur.
4- Kemik iliklerinde alyuvarların imalini sağlar.

KAFATASI : Kafatası kemiklerini iki grupta toplatabiliriz . Beyni koruyan kısım ile yüzü teşkil eden kemiklerdir.

EKLEMLER : İki veya daha fazla kemiğin birleşmesiyle meydana gelir.İki türlü eklem vardır.
1- Hareketsiz Eklemler : Kemikler yan yana gelerek birbirleriyle sıkıca kenetlenmişlerdir.
( Kafatası eklemleri gibi )
2- Hareketli Eklemler : Bu tip eklemleri meydana getiren kemiklerin uçları kıkırdak ile kaplı
olup , kuvvetli dokularla birbirine bağlıdır. Hareketli eklemler üç çeşittir.
A) Tam hareketli eklemler ( omuz ve kalça kemikleri vs )
B) Yarı hareketli eklemler ( diz ve dirsekler vs )
C) Az hareketli eklemler ( bilek , ayak , kaburga ve omurlar vs )

GÖĞÜS KAFESİ : Bunlar her iki tarafta 12 şer adet olmak üzere 24 adettir.Arka uçları omurga kemiğinin sırt omurlarından başlayarak öne doğru uzanır ve kısmen göğüs kemiğine bağlanır.
Göğüs kafesi karaciğer , kalp , dalak , mide , pankreas , safra kesesi vs gibi iç organlarımızı korur.

OMURGA : 33 Adet kemikten oluşur.Ortaları delik her iki yanı mahmuz gibi çıkıntıları bulunan
kemik makaralar şeklindedir , üst üste dizilerek bir kanal meydana getirirler bu kanaldan omurilik geçer. Omurlar arasındaki kıkırdak doku omurların hareketliliğini sağlar.

KOLLAR VE OMUZLAR : Omur kemikleri köprücük ve kürek kemiklerinden oluşur.Köprücük kemiği bir taraftan göğüs kemiğine diğer taraftanda omuz kemiğine yakın olan yerden kürek kemiğine bağlıdır.

BACAKLAR : Uyluk kemiği üstte leğen kemiğiyle uyluk eklemini altta ise kaval kemiğiyle diz eklemini oluşturur. Diz kapağı diz ekleminde bulunan yassı bir kemiktir.Alt bacakta ise kaval kemiğiyle beraber birde kamış kemiği bulunur.








SİNDİRİM SİSTEMİ : Ağız , yutak , yemek borusu , mide , barsaklar , karaciğer , safra kesesi
ve pankreastan oluşur.

AĞIZ : Sindirim sisteminin kapısıdır.Tavanda damak , tabanda dil vardır. Boğaz üzerinde küçük dil her iki taraftada bademcik vardır.Ağızda sindirime yardımcı olan dil , dişler ve tükrük bezleri bulunur.

YUTAK : Ağız , burun boşlukları , gırtlak ve yemek borusu ile çevrilmiş boşluktur.Burada solunum yoluyla sindirim yolu birleşir.Yuttuğumuz besinlerin solunum borusuna kaçmaması için gırtlağın üzerinde açılıp kapanan bir kapak vardır.Solunum borusuna kaçacak en ufak bir parça
hayati tehlike arz eder.

YEMEK BORUSU : Tahmini 25 cm uzunluğunda yumuşak bir borudur , midenin üst ucuyla birleşir , yemek borusu üst kısmı yutkunmada açılır diğer zamanlar kapalıdır.Yuttuğumuz bir lokma 8 saniyede mideye geçer , borunun mideye açılan ucuna mide ağzı denir.

MİDE : Karın boşluğu ile göğüs boşluğunu ayıran diyaframın hemen altında solda bulunur.
Mide 5-6 lt'lik lastik bir torbaya benzer , yemek borusunun bittiği terde başlar , ince barsaklarda
biter.Mide içindeki mide suyu denilen sıvılarla yediğimiz besinlerin sindirilmesini kolaylaştırır.

BARSAKLAR : İnce ve Kalın barsaklar diye ikiye ayrılır.
1- İnce Barsaklar : Mideden hemen sonra başlar 7-8 metre uzunluğundadır.Mideyle birleşen kısmına oniki parmak barsağı denir.Mideden gelen besinlerin son sindirildiği yerdir.
2- Kalın Barsaklar : İnce barsağın alt ucundan başlar 1,5 - 2 metre uzunluğundadır.İnce barsaklarda emilmeyen besin posaları buraya geçer ve sindirilir , emilmeyen bir kısmıda dışkı halinde çıkar.

KARACİĞER : 1,5 - 2 kg ağırlığında karın boşluğunun sağ alt tarafında diyaframın altında bulunur.Kan yapma , kanı depo etme , kanın pıhtılaşmasını sağlama , sindirim sisteminden
kana geçen zehirleri zararsız hale getirme , yağ ve protein depo etme , safra kesesiyle beraber safra yapma ve şeker seviyesini normalde tutma karaciğerin görevleridir.

PANKREAS : 60 -80 gram ağırlığında olup midenin biraz gerisinde yerleşmiş bir salgı bezidir. Ürettiği maya ve pankreas suyu ile sindirim sisteminde şeker oranını ayarlar.


BOŞALTIM SİSTEMİ : Boşaltım sistemi böbrekler , idrar boruları , idrar kesesi ve idrar yolundan oluşur.

BÖBREKLER : İki adettir.Karın boşluğunun arka tarafında omurganın sağ ve soluna yerleşmişlerdir.Sindirimle alınan zararlı gaz ve katı maddelerin idrar organları vasıtasıyla dışarıya atılmasını sağlar.

İDRAR BORUSU : 27 - 30 cm uzunluğundadır.Süzülen zararlı artıkların idrar kesesine gitmesini sağlar.

İDRAR KESESİ :Kuvvetli bir beyaz kastan oluşur.Leğen kemiğinin gerisinde küçük leğen boşluğundadır.Erkeklerde prostatın üstünde , kadında döl yatağının önündedir. 2 - 3 litre idrar alabilir.

İDRAR YOLU : İdrar kesesinin en iç kısmından başlar , yetişkin erkeklerde uzunluğu 16 -22 cm,
kadınlarda ise 3 cm ' dir.


DOLAŞIM SİSTEMİ : Kalp , atardamarlar , kılcaldamarlar , toplardamarlar ve bunların içinde dolaşan kandan oluşur. Kan dolaşımı kapalı bir dolaşım sistemi olup vücudun gerekli oksijen ve besleyici gıdaların dokulara iletilmesini ve dokulardan artık maddelarin dışarıya atılmak üzere toplanmasını sağlar.

KALP : Adaleli bir organ olup her iki tarafı bir pompa gibi çalışır.Göğüs içersinde , hemen diyafram üzerinde akciğerler arasında ve göğüs kemiği ile kaburgaların kıkırdak uçlarının arkasında bulunur.Kalp sağ ve sol diye ikiye ayrılır, her kısımda kendi arasında üst ( toplayıcı ) kulakcıklar ve alt ( pompalayıcı ) karıncıklar diye tekrar ikiye ayrılır.Her iki kulakcık ve karıncık arasında kanın geriye gitmesine mani olan bir kapak vardır.

ATARDAMARLAR : Kanı bütün vücuda ve akciğerlere taşıyan esnek yapıda , sağlam ve dayanıklı damarlardır.Atardamarlar içerisinden geçen kan hacmine uyarak genişlerler.

KILCALDAMARLAR : Çok ince damarlardır , kanı tüm dokulara dağıtan ve toplayan damarlardır.

TOPLARDAMARLAR : Kılcaldamarların birleşmesiyle meydana gelir, kanı kalbe taşırlar.Toplardamarların çoğunun içinde kanın ileriye ( Kalbe ) akmasına yardım eden bardacık biçiminde pek çok supap vardır.

KAN DOLAŞIMI : Kalbin sağ kısmiyle kan akciğerlere pompalanır , bu dolaşıma küçük dolaşım denir.Burada karbondioksit atılıp oksijen alınır sonra kalbin sol kulakcığına geri dönen kan sol kulakcıktan sol karıncığa geçerek pompalanır ve bütün vücuda yayılır.Tekrar toplanan kan sağ kulakçığa gelir , bu dolaşımada büyük dolaşım denir.

NABIZ : Atardamarlarda kalbin pompalama hareketi dolayısıyla oluşan akış hareketidir.Nabız atardamarların yüzeye yakın kısımlarından baş ve orta parmakla alınır.Yetişkin bir insanda
72 kadardır, yaşlılarda düşük bebeklerde daha yüksektir.( 100 Kadar )

KAN BASINCI ( TANSİYON ) : Kanın damar cidarına uyguladığı basınçtır.Kalp kanı vücuda ve akciğerlere gönderirken kasılarak karıncıklardaki kana basınç uygular.Kan basıncını etkileyen
üç unsur vardır.
1- Kan hacmi ( vücutta dolaşan kanın miktarı ) Vücud ağırlığının1/3 ü kandır.
2- Damarların kapasite ve elastikiyeti
3- Kalp atış gücü
Erişkin bir insanda normal kan basıncı pompalama esnasında 120 mm/Hg dir.Bu 12 tansiyon olarak ifade edilir.Kalbin pompalama sıarasındaki tansiyonu büyük , dinlenme anındaki tansiyonu küçük tansiyondur.

KAN : Kan damarları içinde akan sıvıdır.Kan hücreleri alyuvarlar , akyuvarlar ve trombasitlerdir.Alyuvarlardaki hemoglobin maddesi oksijen taşır ve bu esnada açık kırmızıdır.
Hemoglobin karbondioksit taşırken ise kan koyu kırmızıdır.Alyuvarlar vücudu mikroplara karşı
korur , trombasitler ise pıhtılaşmayı sağlar.Kanın % 90'ı su , % 10'u ise protein ,yağ , glikoz , üre , ürik asit ve muhtelif maden tuzlarından oluşur.










SOLUNUM SİSTEMİ : Dışarıdan aldığımız hava ile hücrelere oksijen temin etme ve karbondioksidi dışarıya atma olayıdır.Solunum sistemi burun boşluğu , yutak , gırtlak , soluk borusu , bronşlar ve akciğerden oluşur.Havada % 21 oksijen vardır.Akciğerlerden dışarıya atılan havada % 16 oksijen bulunur.
Burun boşluğu aldığımız havayı temizler , ısıtır ve rutubetini aldıktan sonra yutağa
oradanda gırtlağa gönderilir.Gırtlaktan soluk borusuna geçen hava akciğerlere ulaşır.Soluk
borusu kapağı normalde açıktır , ancak yutkunma anında kapanarak yiyeceklerin soluk
borusuna kaçmasını engeller.

AKCİĞERLER : Göğüs kafesine yerleşmiş olup sağ ve sol olmak üzere iki adettir.İnce bir zarla
kaplıdır , bronş ve bronşcuklardan ( hava keseleri ) oluşur. Bronşcuklar etrafındaki kan
damarları sayesinde oksijen ve karbondioksit alışverişi sağlanır.

DİYAFRAM : Kastan oluşan bir perde olup göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayırır.Gevşek
halde kubbe şeklindedir , kasılanca düz hale gelir.

SOLUNUM KASLARI : Kaburgalar etrafında bulunan kaslardır.Göğüs kafesinin daralma ve
genişlemesini sağlar.

SOLUK ALIP VERME : Göğsün her iki tarafında bulunan akciğerler körük gibidirler.Soluk alma
verme işlemi göğüs boşluğu etrafındaki kaslarla , kaburga arasıdaki kasların birlikte hareketinden meydana gelir.Soluk aldığımızda diyafram aşağıya doğru çekilir , göğüs kafesi
içindeki kısmında kenara doğru genişler.Havayı salıverince bu kas yukarı kalkar , akciğerleri
sıkıştırır ve bu surette akciğer içersindeki hava boşalır.
Soluk almak çevremizdeki havayı akciğerimize doldurmak , soluk vermek ise göğsümüz
etrafındaki kasların göğüs boşluğunu sıkıştırması ve böylece akciğerlerin kapanması ile onu
dolduran kirli havanın dışarı boşaltılmasıdır.
Solunumun üç aşması vardır.
1- Soluk alma ( yetişkinlerde 12 - 18 defa , bebeklerde 20 - 24 defadır.)
2- Soluk verme
3- Duraklama.





HAYAT BİR SOLUK ALMA İLE BAŞLAR , BİR SOLUK VERME İLE BİTER.













YANIKLAR

Deri vücudu mikroplardan korur , vücud ısısını ayarlar ve ter bulundurur.Derinin yanma ve haşlanma yoluyla tahrip olması , bu görevleri yerine getirememesine sebeb olur.Eğer yanan
yüzey geniş ve derinse tehlikeli durum ortaya çıkar.
Bir yanığın derecesini tespit eden üç faktör vardır.

1- Yanığın Genişliği ve Boyu : Çok geniş bir yanık örneğin bir kolun , bacağın veya sırtın bir tarafını kaplayan yanıklardır.
2- Yanığın Yeri : Özellikle vücudun kritik yerlerinde olan yanıklar çok tehlikelidir.En kritik yerler
eller , yüz , ayaklar ve üreme organlarıdır.( yüz , ağız ve boğazdaki yanıklar solunum problemi
yaratabilirler.)
3- Yanığı Derecesi ( Derinliği ) :
1. Derece yanıklar : Derinin üst tabakasında kırmızılık , hafif bir şişlik ve ağrı görülür.İyileşir ve
bırakmaz.( Güneş yanıkları) 5-10 gün içersinde tamamen iyileşir
2. Derece yanıklar : Derinin alt tabakaları zarar görür.kabarcıklar oluşur , şiddetli ağrı vardır.
Oluşan kabarcıklar patlatılmamalıdır.Eğer enfeksiyon kapmazsa iz bırakmadan iyileşir.
3. Derece yanıklar : Deri ile kemik arasındaki dokular yıkıma uğramıştır.Sinir uçları yandığı için
ağrı yoktur.
4. Derece yanıklar : Kemiklerle beraber tüm dokular yanmış ve kömürleşmiştir.

Bu maddelere ilave olarak yanan kişinin yaşı ve fiziki durumuda önemlidir.Eğer kişi çok genç ,
çok yaşlı veya hasta ise yanık çok büyük tehlike teşkil eder.
Dört çeşit yanık vardır.
1- Sıcaklık Yanıkları : Sıcak maddeler ateş ve buharla temas sonucu oluşan yanıklardır.
2- Kimyasal Yanıklar : Asit ve Alkali türü kimyasal maddelerin yol açtığı yanıklardır.
3- Elektrik Yanıkları : Elektrik akımının yol açtığı yanıklardır
4- Radyasyon Yanıkları : Radyoaktif maddeler ve X ışınlarının neden olduğu yanıklardır.

Yanıklar Şok , Mikroplanma , Solunum Güçlüğü ve Dokuların şişmesi gibi sonuçlara neden
olabilirler.

YANIKLARDA YAPILACAK İLK YARDIM

KÜÇÜK YANIKLAR : : Yanan kısmı soğuk suya sokunuz.Bu mümkün değilse buz veya ıslak bir bezle kompres yapınız.Şişme başlamadan saat , yüzük , bilezik , kolye vs. Gibi eşyaları çıkarınız. Yaraya temiz bir bez ( gazlı bez , tülbent ) örtünüz.Kolonya , merhen veya yağlı maddeler sürmeyiniz.Kabarcıklar oluşmuşsa patlatmayınız.Yanığı mikroplara karşı koruyunuz.
Yanık yere yapışmış elbise parçalarını çekip almayınız , yapışmamış elbise parçalarını çıkarabilirsiniz.

BÜYÜK YANIKLAR : Solunumu kontrol edin gerekiyorsa suni solunum yapın.Yanık kısmı temiz bir bezle örtün, bez ıslanmayacak şekilde soğuk su veya buzla kompres yapın.(en az 5 dakika)
Şoka karşı önlem alın. Yanmayla kaybolan su kazalıya verilebilir.( tuzlu su ) .
Süratle Tıbbi Yardım Sağlayın.

KİMYASAL YANIKLAR : Deri üzerine kimyevi bir madde bulaşmış ise bunu hemen yıkayın , en
az 5-10 dakika yıkamaya devam edin.Elbiseleri çıkartın çıkartma işlemini yaparken bol su ile yıkamaya devam edin.Eğer kimyasal madde kireç vs gibi toz ise su tutmadan önce fırçalayarak
temizleyin.Kazalıya müdahale yapmadan önce yakıcı maddenin asitmi , bazikmi olduğundan emin olmalıyız.Emin olmazsak kazalıya fayda yerine zarar veririz.



Yakıcı madde asitse bazik madde sürülür.Bazik maddeyi hazırlamak için 1 bardak suya
1 çorba kaşığı karbonat konur , eritilir ve yanan bölgeye sürülür.Yakıcı madde bazikse bol su ile yıkanır , yanık bölgeye sirkeli bez veya limon suyu sürülür.
Eğer kimyasal madde göze kaçmışsa bol su ile yıkanır , su gözün burun taraf köşesinden diğer yan tarafa doğru akıtılmalıdır.Göz asit yanıklarında en az 5 dakika , bazik yanıklarda en az 15 dakika yıkanmalıdır.
Kazalının gözünü temizlemek için sirke ve karbonat kesinlikle kullanılmaz.

ELEKTRİK YANIKLARI : Elektrik akımının girdiği ve çıktığı noktalarda yanıklar oluşur , deriden giren elektrik akımı vücudda seyri esnasında derin dokulara ( damar gibi içinde sıvı bulunan , geçirgenliği fazla olan ) etki eder. Bu nedenle elektrik yanıkları deriden ziyade iç organlara ve derin dokulara etki eder.


RADYASYON YANIKLARI : Nükleer patlamalarda radyoaktif izotoplarla ( radyoterapi , bozuk rontgen makinası ) uğraşanlarda görülür.Belirtileri solunum yolu tıkanması , bulantı , kusma ,
isal , hızlı nabız , düşük tansiyondur.Kişi ortamdan uzaklaştırılmalı bol , bol yıkanmalıdır , şoka karşı önlem alınmalıdır.
































ELEKTRİK ÇARPMALARINDA İLK YARDIM



ELEKTRİK AKIMININ ETKİLERİ : Elektrik akımının en önemli etkisi vücut dokularını yakarak tahribata yol açmalarıdır.Tahribatın derecesi gerilim ve akıma maruz kalma süresi ve vücuttan
geçen akım ve gerilim şiddetidir.Bilinç kaybına sebebiyet vermeyen elektrik çarpmalarında
vücut dokularında tahribat yapabileceği göz önüne alınmalıdır.
Elektrik çarpmaları Solunum sistemini etkileyerek geçici bir felçe , solunum durmasına
ve kalbin durmasına sebebiyet verebilir.Şokada sebebiyet vererek bilinç kaybına neden olur.

İLK YARDIM : Elektrik çarpmalarında kazalıya yaklaşmadan önce elektrik akımının kesilip , kesilmedi kontrol edilmeli , akımı kesme şansı varsa akım kesilmeli , akımı kesme şansı yoksa
kazalıyı yalıtkan malzemelerle ( kurtarma - manevra kancası ) olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.

- Kazalının solunumu kontrol edilir , solunum durmuşsa suni solunum uygulanır.
- Nabız kontrol edilir , kalp durmuşsa kalp masajı uygulanır.
- Kazalı iyileştirme durumuna getirilir ( iç kanama , bulantı ve kusma olabileceği düşünülerek )
- Şayet kırık şüphesi varsa hareket ettirilmez.
- En kısa sürede Tıbbi yardım sağlanır.( Tıbbi yardım sonrası kazalı Böbrek ve iç organlarında
oluşabilecek tahribat düşünülerek 48 saat müşaade altında tutulur.)



- Suni Teneffüse 1. Dakikada başlanırsa % 95 hayat kurtarır.
- Suni Teneffüse 3. Dakikada başlanırsa % 75 hayat kurtarır.
- Suni Teneffüse 5. Dakikada başlanırsa % 25 hayat kurtarır.
























KÜÇÜK GERİLİM KULLANMAK


Genellikle İnsan vücudu için tehlikeli gerilim değeri 65 V. Olarak kabul edilir.Bunun için
yapılacak olan çalışmalarda 65 Volt'un altındaki gerilimleri kullanmak gerekmektedir.
Küçük gerilimin maksimum değeri İşçi sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 311 ve 318.
Maddelerinde belirtildiği gibi 42 Volt'dur. Küçük gerilimi , alternatif akımda , kazan v.s. gibi
iletgen ortam bulunan yerlerde , ıslak ve rutubetli yerlerde kullanılan lambalarda kullanmak
mecburiyeti vardır.Bu gibi yerlerde 110-220 Volt'la beslenen el lambaları ve cihazları kullanmak
Ölümle neticelenen bir çok kazaya sebebiyet verebilir.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün İlgili hükümleri aşağıda belirtilmiştir.

Madde 311 : Kazan içinde veya buna benzer dar ve iletgen kısımları bulunan yerlerde ıslak
yerlerde , alternatif akımla çalışan lambalar kullanıldığı takdirde , çalışma yerinin dışında bulunan ve sargıları birbirinden ayrı olan Transformatörler yardımı ile elde edilen küçük gerilim
( En çok 42 Volt ) kullanılacaktır.

Madde 318 : Kazanlar , tanklar ve benzeri dar yerlerde ,elektrikli el lambalarında olduğu gibi alçak gerilim kullanılmayacaktır.Doğru akım kullanılıyorsa , kullanma gerilimi 100 Volt'u geçmeyecek ve + kutup topraklanmış olacaktır.Alternatif akımda ise ancak KÜÇÜK GERİLİM
( En çok 42 Volt ) kullanılacaktır.Burada , iyi yalıtılmış esnek kablolar kullanılacak ve kablolar
düzenli ezilmeyecek şekilde bulundurulacaktır.

Buradanada anlaşılacağı gibi çalışmalarımızda küçük gerilim kullanma mecburiyetimiz vardır.
Bu gerilim değerleri 12 V-24 V ve 42 V olabilir.Küçük gerilimde kullanılan fişler özel olmalı ve alçakgerilim fiş ve prizlerine uymamalıdır.




İZOLASYON ( EMNİYET ) TRAFOSU KULLANMAK


Elektrikle çalışan taşınabilir cihazlarda ( bireyiz , matkap , taşlama cihazı v.s.) emniyet transformatörü kullanmak güvenlik açısından gereklidir. Emniyet transformatörleri , primer ve
sekonder sargıları birbirinden ayrı olarak sarılan ve sekonder çıkış uçlarının topraklanmadığı
yani sekonder uçları topraktan izole edilmiş 1/1 oranında transformatörlerdir.

Sekonder sargı uçları toprağa karşı izole edildiğinden dolayı , böyle bir transformatör tarafından beslenen makina veya cihazda gövdeye kaçak olsa dahi tehlike söz konusu değildir.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün ;

Madde 314 : İnşaat şantiyeleri ile açık çalışma yerlerinde kullanılan elektrikli el aletleri , küçük
gerilim veya 1/1 oranlı ve sargıları birbirinden ayrı güvenlik transformatöründen elde edilen gerilim ile çalıştırılacak veya özel olarak imal edilmiş , iki yalıtkanlı olacaktır.Güvenlik transformatörü kullanılması halinde , çıkış devrelerine yalnız bir elektrikli el aleti bağlanacaktır.


İşçi sağlığı ve İş güvenliği Tüzüğünde belirtildiği gibi güvenliik transformatörlerinin sekonder
uçlarına birden fazla alıcı bağlanmaz. Birden fazla alıcı bağlandığında ve alıcıların herhangi birinde toprağa kaçak olduğunda bütün alıcılarda diğer ucun gövdeye kaçağında kişi çarpılabilir.












UYGUN TESİSAT VE İYİ BAKIM


Elektrik tesisatının gerek malzeme ve gerekse tesis şekli bakımından tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar dahilinde tesis edilmesi gerekmektedir.Elektrik tesisatının ,
kullanılan alet ve cihazlarının periyodik bakım ve onarımlarının yapılarak bunların her zaman
iyi ve sağlam vaziyette kalması sağlanmalıdır.
Örneğin : TEAŞ İş Güvenliği yönetmeliği madde 114'de belirtildiği gibi kaldırma makinalarının testleri 3 ayda bir yapılarak , Ek :14-15 doldurularak dosyalarında muhafaza edilir.Periyodik kontrolleri yapılan kaldırma makinalarında , tesisat ve makina hatalarından
meydana gelebilecek İş kazaları minimum seviyeye indirilmiş olur.
Kişisel koruyucularında kullanılabilirliliğinin kontrolü ve bakımlarının yapılmasıda gereklidir.



ÇİFT İZOLASYONLU CİHAZLAR KULLANMAK



Çift izolasyonlu aletler , elle tutulan kısımları yalıtkan malzemeden ( plastik , fiber v.s )
yapılmış ve ayrıca içinde elektrikli kısımları , ikinci bir yalıtkan ile izole edilmiş aletlerdir.
Herhangi bir şekilde gövdeye elektrik kaçağı olması halinde bu kaçağı aleti kullanan şahsa
geçmemesi için 2 adet ayrı izolasyon tabakası vardır.

Çift izolasyonlu aletleri tanıtma şekli içiçe geçmiş iki adet kare ( ) dir.İşareti ise ( UL )
harfleridir.Bu işaretler aletin karekterisliklerini belirten etiketinde mutlaka aranmalı ve ona göre
hareket etmelidir.









İLK YARDIM


İNSAN VÜCUDUNU YAPISI VE FONKSİYONLARI


A- İSKELET
B- SİNDİRİM SİSTEMİ
C- BOŞALTIM SİSTEMİ
D- DOLAŞIM SİSTEMİ
E- SOLUNUM SİSTEMİ


YANIKLAR


ELEKTRİK ÇARPILMALARINDA İLK YARDIM

İŞ GÜVENLİĞİ


KÜÇÜK GERİLİM KULLANMAK


İZOLASYON ( EMNİYET ) TRAFOSU KULLANMAK


UYGUN TESİSAT VE İYİ BAKIM


ÇİFT İZOLASYONLU CİHAZLAR KULLANMAK


HAZIRLAYAN : EMRE DEMİR

Hiç yorum yok: